Etiyopya’da her yıl 19 Ocakta, İsa’nın Ürdün Nehri’nde vaftiz edilmesi anısına kutlanan, dünyanın en ilginç dini festivallerinden biridir.
Afrika’nın doğusunda “Afrika Boynuzu” olarak adlandırılan bölgede yer alan, Etiyopya; tarihte Avrupa sömürgesine girmeden Afrika’da bağımsız yaşayabilen tek ülkedir. Etiyopya’da görmeniz gereken en önemli iki şeyden birisi, yerel kabilelerin yaşadığı Omo Vadisi ve iki hafta boyunca süren bir etkinlik olan Timkat Festivali’dir.
Timkat (Epifani), her yıl 19 Ocakta, İsa’nın Ürdün Nehri’nde vaftiz edilmesi anısına kutlanan festival, dünyanın en ilginç dini etkinliklerindendir. İnsanlığın kurtarıcısı olan İsa’nın doğumundan 12 gün sonra kutlanılan festival, 12. Gün Kutlaması olarak da anılmaktadır. Ancak festivalin en renkli etkinlikleri, başkent Lalibela yanında, Gonder’de yapılmaktadır.
Efsaneye göre on emir levhalarını barındıran Ahit Sandığı, Milat’tan önce 10. Yüzyılda Hz. Süleyman ile Seba Melikesi’nin oğlu I. Menelik tarafından Küdus’tan kaçırılıp Etiyopya’nın kuzeyinde bulunan Axum’a getirilmiş. Bugün Zion Meryem’i Kilisesi’nin hazinesinde emniyetli bir şekilde saklanan Tabot’u, kilisenin başpapazı dışında kimse göremez. Bu nedenle, Etiyopya’nın her önemli kilisesinde Tabot’tun bir replikası bulunmaktadır.
19 Ocağın arifesinde başlayan “ketera” adlı ayinler sırasında, papazlar Tabot’ları kiliselerden su havuzunun yanında kurulan ve onları muhafaza edecek olan çadıra götürürler. Asırlardır büyük bir katılımla kutlanan festivalde, din adamları, kadınlar ve küçük çocuklar giydikleri kadife ve saten kıyafetlerle etrafa ışık saçarlar. Çeşitli kültürel desenlerle süslenen büyük renkli şemsiyeler ile dolaşan kadınların yanında, erkekler de beyaz renkteki geleneksel kıyafetlerini giyerler. 19 Ocak’ta ise kutlamalar “Taboat Maderia”da devam eder. Piskopos, suya batırılmış altın bir haç yardımıyla suda yanan kutsanmış bir kandili söndürerek, Ürdün Nehri’ni sembolize eden su havuzunu kutsar. Burada toplanan inançlı kalabalık kutsal su ile papazlar tarafından vaftiz edildikten sonra, şarkı söyleyerek ve dans ederek kiliseleri ziyaret etmeye giderler. Yüzyıllardır değişmeyen bu törenler Eski Ahit’in ayinlerini anımsatmaktadır.
Festivalin başlangıcında dualarla açılış yapan rahipler, kutlamaya yakılan tütsülerle gereken ruhani havayı fazlasıyla eklerler. Festivale katılan insanlar da yerel müzik aletleriyle din adamlarının yaptıkları dualara eşlik ederler. Festivalde papazın Ürdün Nehri’nin sembolü olarak Fasilidas’ın Banyosu denilen bir havuzu kutsar ve kutlamaya katılan halk burada vaftiz edilir. Günahlarından arınan insanlar, danslar ederek kutlamaya kaldığı yerden devam ederler.